Şu an okuduğunuz yazı:
Bonzai kullanımı neden arttı?

Bonzai kullanımı neden arttı?

Bonzai kullanımının arttığı ve ne tür yıkıcı sonuçlar doğurduğunu bu günlerde medya aracılığıyla sıklıkla duyuyoruz. Okullarında açılmasıyla birlikte herkes kaygılı ancak bu büyük tehlikeyi bertaraf edecek tatmin edici çözümler duyamıyoruz. Problemin doğru teşhisine katkı sunmak adına kısaca bonzai kullanımının neden arttığını tahlil etmeye çalışacağım.

Bonzai ve piyasadaki yeri

Bonzai kullanımı bu yıla ait bir sorun değildi. İki yıl önce sokaklarda hızla yayılmaya başladı. İlk piyasaya çıktığında 3gr’lık bir paket 250 TL idi. Maddeye erişim hem ekonomik hem de fiziksel olarak zordu. Her satıcıda bulunmayan bonzaiye şu an her yerden rahatlıkla erişilebiliyor ve fiyatı 50 TL’ye kadar düştü (böyle giderse düşmeye de devam edecektir). Gençler bir paketi alıp 10 parçaya bölüyor ve her birini sigaraya karıştırarak içiyor. Her bir küçük parça ayrı ayrı da satılabiliyor. Şu an piyasada en ucuz bağımlılık yapan illegal madde bonzaidir. Bunun sebebi ise çok büyük miktarda devam eden arzdır.

Üretim ve dağıtımı

Kolluk son 2-3 yıllık süreçte 4-5 laboratuvar dışında arzı engelleyecek operasyonlar yapamamıştır. Oysa bonzai en hızlı ve kolay çoğaltılabilecek bir maddedir. Genellikle Çin’den getirilen ham madde ülke içinde farklı katkı maddeleriyle (bir çoğunun ne olduğu bile belli değil) uzmanlığa ihtiyaç duymadan çoğaltılmaktadır. 1 kg ham madde ile yaklaşık 200.000 paket üretmek mümkündür.

Arzla mücadelede etkili olamamanın sebeplerinden biri de bonzai üretimini/kaçakçılığını geleneksel yerli uyuşturucu kaçakçıları tarafından değil gurbetçiler aracılığıyla yapılmasından kaynaklanmaktadır. Avrupa’daki sentetik madde pazarında pişen gurbetçiler, ülkemizde var olmayan bir pazarı inşa ettiler. Gerek kaçakçılık gerekse iletişim metotları yerli kaçakçılardan farklı olduğu için bunların deşifre edilmesi zaman aldı ve sonrasında emniyet içindeki tayin furyasında bu deneyimler kül oldu gitti.

Bonzai esrara alternatif mi?

Diğer bir iddia ise çözüm süresi öncesi Doğu illerinde esrar üretimine ve kaçakçılığına yönelik operasyonların esrar pazarını daralttığı ve esrara alternatif olarak bonzainin ortaya çıktığıdır. 2012 yılına kadar ülke genelinde esrar yakalamaları her sene artarak 150 tonu bulmuştu ancak 2013 yılında yakalamalar 25 ton (124 ton civarı) düştü.

Esrar yakalamalarının tavan yaptığı dönemde bonzai kullanımının artmaya başlaması arasında bir ilişki olabilir ancak bu ilişkinin ekonomik mi yoksa maddelerin etkisinden mi kaynaklandığına dair elimizde somut veriler yok. TUBİM 2012 verilerini kullanarak hazırladığı raporda esrar fiyatlarının kısmen de olsa yükseldiğini ifade etmektedir. Ancak bu fiyat değişikliğinin kullanıcı davranışlarını etkileyecek düzeyde olmadığını ifade edelim. Çünkü 2013’de artması beklenen yakalama miktarları düşmüş, yani piyasaya daha fazla esrar girmiş olmasına rağmen bonzai kullanımı gerilememiştir.

Bonzai bu anlamda esrara alternatif bir madde olarak algılanmamıştır. Bonzai varken esrar tercih edilmemektedir. Bonzai ilk piyasaya çıktığında kullananlar yeni bir maddenin heyecanını yaşıyorlardı. Etkisini tarif ederken esrarı değil daha çok kokaini tarif ediyordu. Daha önce esrar kullanan kitle bonzai ile tanışınca ondan vazgeçmedi. Parası olunca bonzai, olmayınca esrar tüketti. Kronik kullanım neticesi ise bonzai bağımlısı oldular. Bu konuda daha sağlam öngörülerde bulunabilmek için kullanıcı tercihini bonzainin nasıl ve neden etkilediği araştırılmalıdır.

Bonzai ve alkol ilişkisi

Yine başka bir iddia ise alkol politikalarının esrar ve bonzai kullanımını arttırdığıdır. Literatür alkol fiyatlarının yükselmesi ile daha ucuza temin edilebilen esrar arasında bir ilişki olduğunu; esrar kullanımının (paralelinde bonzainin) arttığını ifade etmektedir. Ancak bu araştırmaların büyük kısmı gelişmiş ülkelerde yapılmaktadır. Hele Müslüman toplumlarda bu ilişki daha karışıktır. 2010 yılında İstanbul’da 32.000 genç üzerinde yaptığım araştırmada bireylerin dini inanışları güçlendikçe alkol kullanımı belirgin şekilde azaldığı görülmektedir ancak bu etki esrar ve ecstasy gibi maddelerde belirleyici değildir.

Başka bir ifade ile gençler dini referans aldığında, alkol ile diğer maddeleri farklı değerlendirmektedir. Alkolün dini referanslarda ismen anılması ve aleni olarak yasaklanması kullanımını caydırmaktadır. Ancak diğer maddelerle ilgili hükümler/yargılar gençler için halen çok caydırıcı değildir. Bu konuda toplumsal tavrın ve din eğitiminin yetersiz kaldığını görebiliyoruz.

Öte yandan alkol ile esrar arasında ülkemizde farklı bir ilişki vardır. Muhafazakar kesimlerin çocukları alkol tüketmek isterse daha fazla engelle karşı karşıya kalmaktadır. Kokusu, ebatları ve kullanım belirtileri sebebiyle alkol tüketenler daha kolay tanınmaktadır ve etiketlenmektedir. Esrar ve bonzai kullanımının yoğun olduğu yerler büyükşehirlerin varoşlarıdır. Buralarda yaşayan alt gelir grubundan gençler eğlenmek için bar veya gece klüplerine ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı gidememektedir. Mahalledeki tekel bayiinden 4-5 bira alıp parkta içtiğinde ailesinin haberi olma ihtimali çok yüksekken bira yerine esrar ya da bonzai alsa ve tüketse bunun bilinmeme ihtimali ise yüksektir.

Apaçi Gençlik kitabıyla bahsettiğimiz gençleri inceleyen Ömer Miraç Yaman, onların ciddi bir kimlik bunalımı yaşadığını ifade etmektedir. Dini ve sosyal değerleri benimsememiş, toplumla entegre olamamış ve aile desteğini kaybetmiş bu gençlerin yeni deneyimler ve hazlar peşinde koştuğu görülmektedir. Bu nedenle esrar ve bonzai alkole iyi bir alternatiftir.

Sonuç

Bu temel sebeplerin yanına eklenebilecek birçok husus bulunabilir. Mesela halen ulusal ve yerel düzeyde toplumu ve gençleri kuşatan önleme politikaları yoktur. Bu tür yapısal eksikliklerden tutun tedavi ve rehabilitasyon alanına kadar birçok problem çözüm beklemektedir. Ancak bu hususlar neden bonzainin arttığından çok madde bağımlılığının yaygınlaştığını açıklar. Bonzai kullanımının önüne geçmek için öncelikle yukarıdaki hususları ortadan kaldıracak tedbirler alınmalıdır.

En başa dön