Kron XC 150 MTB incelemesi

Bisiklet kullanmaya yeni başlayan biri olarak ilk ne alacağıma karar vermeye çalışırken yerel bir satıcısında bu bisikleti görmüştüm. Kron markasının MTB kategorisindeki başlangıç serisi olan XC 150 benim için bu aleme giriş bileti oldu. Aktarıcılar ve vites kolları Shimano Tourney olan bu bisiklet 21 vites ve 26 jant boyutundaydı. Genel olarak bisiklet mekanik disk fren, yaylı ön amortisörler, Tayvan rulman, ortadan park ayağı, Kenda lastik,  XC aynakol gibi alt grup donanımlarla geliyor. 

Zaman içerisinde parçalarda değişiklik yapsa da Kron XC 150 halen aynı çizgisini koruyor. Alüminyumdan üretilen MTB bisikletlerinin büyük kısmı 6061 metal kullanırken Kron genellikle bisikletlerinde 7005 alüminyum kullanmayı tercih ediyor. Daha sert olan bu metal, iki kez dövülmüş (double butted) haliyle XC 150’ye güçlü bir gövde kazandırıyor. Bu tarz bisikletler iki veya üç kez dövülme oranına ve kullandığı donanım özelliklerine göre 12-15 kilogram arasında yer alıyor, XC 150 de başlangıç seviyesinde bir bisiklet olması sebebiyle 15 kilogram üzerindedir. 

Kron XC 150 sağlamdır

Kullanılan parçalar insanlarda belki ilk aşamada kararsızlığa neden olabilir ancak 5 yıldan fazla süredir kullandığım kendi bisikletimde hiçbir önemli sorunla karşılaşmadım. Hatta şehirler arası ilk turuma bu bisikletle çıkmıştım ve toplamda şimdiye kadar 4000 kilometreden fazla yol kat ettim. XC 150 bir dağ bisikleti ama bisiklete bagaj ve çamurluk takmak, disk freni V frene çevirmek için her türlü bağlantıları hazır geliyor. Daha üst donanımlı kadrolarda bazen bu bisikletteki kadar bağlantı noktası bulamıyorsunuz. 

Shimano’nun profesyonel serisinde en düşük vites grubu olan Tourney şimdiye kadar hiçbir sorun çıkarmadı. Vites geçişleri üst gruplara göre daha yavaş ve sesli olabilir ancak bunu fark edecek ve eksikliğini hissedecek kadar deneyim kazanmak çok zaman alıyor. Performans odaklı kullanmaya başlamadıktan sonra daha iyi bir vites grubu sosyal statü kazandırmaktan başka bir işe de yaramaz. 

Arızadan dolayı değiştirmek zorunda kaldığım tek parça arka teker mili oldu. Turdayken heybelerle muhtemelen girip çıktığım bir çukur arka mili çatlatıp kırdı. Bilyeli olan rulmanda hiçbir arıza olmadı, sadece milini değiştirerek sorundan kurtuldum. Kron markasının kullandığı bu bilyeli rulmanlar bir efsanedir, kalın ve ağır olmalarının yanında sağlamdır ve bilyelere bir şey olsa daha gider sanayiden kolaylıkla temin edebilirsiniz. 

Kron XC 150 eksileri

MTB amacına uygun olarak kullandığımda XC 150’de beni rahatsız eden ve zorlayan eksiklikler ise ağır olması, lastiklerinin daha dar olması (benim aldığım dönemde 2.10 cm lastik kullanılıyordu), ruble aralıklarının dar olmasıydı. Sürekli tırmanan birisi için bisikletin kilosu eninde sonunda kendini fark ettiriyor. Buna bir de çıkabildiğiniz en büyük dişli aralığının 28’li ruble eklenince kendinizi zirvelere çıkarmakta zorlanıyorsunuz. Eğer gerçekten arazide dik rampalar çıkacaksanız otuzun üzerinde dişlileri olan rubleye ihtiyaç duyuyorsunuz. Ancak 21 vites donanımlarda 11-28 aralığındaki rubleler standart olarak geliyor. 26 jant için 2.10 cm lastikler belki standart ancak yol dışına çıktığınızda bu ebatlar lastiğin tutunma oranlarını düşürüyor. Arazide lastikler ne kadar genişse o kadar iyi. Ancak benim gibi yeni başlayanlar için 2.10 cm lastikler şehir içinde avantaj haline gelebiliyor. 

Sonuç

Sonuç olarak başlangıç için aldığım XC 150’yi halen kullanıyorum. Bunun yanında şehir ve tur bisikleti aldım, diğer bisiklet çeşitlerini kullandım ama ilk göz ağrım olan XC 150 satıp daha iyisini alayım diye hiç düşünmedim. Bu bisikletimi araziye çıktığımda veya kışın yerler kar ve buzla kaplı olduğunda kullanıyorum. MTB’nin ayakları zemine her zaman sağlam basıyor. Zaman içerisinde arızalanan parçalarını daha iyi donanımlarla değiştiririm ama kullanmaya devam ederim diye düşünüyorum. Benim gibi başlangıç aşamasında ne tür bir bisiklet almaya karar veremediyseniz ve MTB ile yola çıkmayı düşünüyorsanız düşük bütçesi ile size iyi bir alternatif olacaktır.